top of page

Aradığınız yazıyı bulamamanız veya hata alınması halinde arama kısmını kullanarak ulaşabilirsiniz.

Yazarın fotoğrafıAvukat Feyzullah Altaş

Adil yargılanma hakkı kapsamında savunmanın tanıklara soru sorma hakkı

Güncelleme tarihi: 9 Eyl 2019

Adil yargılanma hakkı özellikle ceza yargılamalarında ön plana çıkan evrensel haklardan biri olup, bu kapsamda ceza yargılamalarında pek çok hak ihlalinden biri olan savunmanın tanıklara soru sorma, yüzleşme hakkı kapsamında adil yargılanma hakkını örneklendirerek anlatmaya çalışacağız.

Adil Yargılanma Hakkı kapsamında savunmanın tanıklara soru sorma hakkı

T.C. Anayasası “Hak Arama Hürriyeti” başlıklı 36. maddesi:

“Herkes, meşru vasıta ve yollardan faydalanmak suretiyle yargı mercileri önünde davacı ve davalı olarak iddia ve savunma ile adil yargılanma hakkına sahiptir.”


Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin "Adil Yargılanma Hakkı" başlıklı 6. maddesi:

"1. Herkes, gerek medeni hak ve yükümlülükleriyle ilgili nizalar, gerek cezai alanda kendisine yöneltilen suçlamalar konusunda karar verecek olan, yasayla kurulmuş bağımsız ve tarafsız bir mahkeme tarafından davasının makul bir süre içinde, hakkaniyete uygun ve açık olarak görülmesini istemek hakkına sahiptir. Hüküm açık oturumda verilir; ancak, demokratik bir toplumda genel ahlak, kamu düzeni ve ulusal güvenlik yararına, küçüklerin korunması veya davaya taraf olanların özel hayatlarının gizliliği gerektirdiğinde, veya davanın açık oturumda görülmesinin adaletin selametine zarar verebileceği bazı özel durumlarda, mahkemenin zorunlu göreceği ölçüde, duruşmalar dava süresince tamamen veya kısmen basına ve dinleyicilere kapalı olarak sürdürülebilir. 2. Bir suç ile itham edilen herkes, suçluluğu yasal olarak sabit oluncaya kadar suçsuz sayılır. 3. Her sanık en azından aşağıdaki haklara sahiptir: a) Kendisine yöneltilen suçlamanın niteliği ve nedeninden en kısa zamanda, anladığı bir dille ve ayrıntılı olarak haberdar edilmek; b) Savunmasını hazırlamak için gerekli zamana ve kolaylıklara sahip olmak; c) Kendi kendini savunmak veya kendi seçeceği bir savunmacının yardımından yararlanmak ve eğer savunmacı tutmak için mali olanaklardan yoksun bulunuyor ve adaletin selameti gerektiriyorsa, mahkemece görevlendirilecek bir avukatın para ödemeksizin yardımından yararlanabilmek; d) İddia tanıklarını sorguya çekmek veya çektirmek, savunma tanıklarının da iddia tanıklarıyla aynı koşullar altında çağrılmasının ve dinlenmesinin sağlanmasını istemek; e) Duruşmada kullanılan dili anlama dışı veya konuşma dışı takdirde bir tercümanın yardımından para ödemeksizin yararlanmak. "

Görüldüğü üzere Anayasa ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nde adil yargılanma hakkına ve kısmen bir takım örneklerle de nasıl sağlanması gerektiği hususuna yer verilmiştir. Burada ülkemizde en çok adil yargılanma hakkının uzun yargılama süreleri olduğuna değinmekle birlikte, bu makalemizde ceza yargılamasında önem arz eden silahların eşitliği, savunmanın iddia makamıyla eşit haklara sahip olması kavramları eşliğinde, savunmanın tanıklara soru sorma ve yüzleşme hakkına değineceğiz.


Silahların eşitliği kavramı, savunma makamının iddia makamıyla eşit haklara sahip olabilmesidir. Yani iddia makamı olan savcılığa verilen hakların savunma makamı olan müdafi/vekile de verilmesi, aynı imkanların eşit olarak sağlanmasıdır.


AİHS'nin 6. maddesi 3.fıkrasının d bendinde "İddia tanıklarını sorguya çekmek veya çektirmek, savunma tanıklarının da iddia tanıklarıyla aynı koşullar altında çağrılmasının ve dinlenmesinin sağlanmasını istemek;" şeklinde savunmanın tanıklara soru sorma hakkına yer verilmiştir. Bu bakımdan sözleşmede bu konuya özel olarak yer verilmesi, bu hakkın önemini bir kez daha göstermektedir.


Anayasa ve AİHS'ye uygun olarak 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununda "Doğrudan soru yöneltme" kenar başlıklı 201. maddesinin (1) numaralı fıkrasında soru sorma hakkına şöyle yer verilmiştir:


"(1) Cumhuriyet savcısı, müdafi veya vekil sıfatıyla duruşmaya katılan avukat; sanığa, katılana, tanıklara, bilirkişilere ve duruşmaya çağrılmış diğer kişilere, duruşma disiplinine uygun olarak doğrudan soru yöneltebilirler. Sanık ve katılan da mahkeme başkanı veya hâkim aracılığı ile soru yöneltebilir. Yöneltilen soruya itiraz edildiğinde sorunun yöneltilmesinin gerekip gerekmediğine, mahkeme başkanı karar verir. Gerektiğinde ilgililer yeniden soru sorabilir."


Yine bir olayın aydınlığa kavuşması sadece tanık beyanlarına bağlı ise CMK 210. maddesi uyarınca "Olayın delili, bir tanığın açıklamalarından ibaret ise, bu tanık duruşmada mutlaka dinlenir. Daha önce yapılan dinleme sırasında düzenlenmiş tutanağın veya yazılı bir açıklamanın okunması dinleme yerine geçemez."


Yani mevzuatımız açıkça, mümkün olduğu sürece (CMK md.180./5:uzaklık halinde görüntülü ve sesli iletişim ile) tanıkların duruşmada dinlenmesi gerektiğini ifade etmiştir. Bu şekilde duruşmada dinlenen iddia ve savunma tanıklarına her iki taraf da soru sorma sorguya çektirme imkanı tanınmaktadır. Bu şekilde soru sorma, yüzleşme imkanı verilmeyen istinabe yolu ile başka mahkemelerde tanık beyanlarının alınması, açıkça tarafların tanıklara soru sorma hakkını engellemekte olup, bu durum yukarıda belirtilen mevzuatımız uyarınca adil yargılanma hakkının açık ihlalidir.


Nitekim Anayasa Mahkemesi'nin 30.12.2014 tarihli ve 2013/2630 sayılı bireysel başvuru kararında "silahlı terör örgütü üyesi olmak" suçu nedeniyle yürütülen yargılamada, savunmaya tanığı sorgulama imkanı verilmediğinde adil yargılanma hakkının ihlal edildiğine karar verilmiştir:


"53. İlk Derece Mahkemesi yalnızca başka davaların hazırlık soruşturması sırasında dinlenen ve başvurucu ile yüzleşmesi olanağı olup olmadığı araştırılmamış olan sanıkların beyanlarına dayanarak başvurucunun cezalandırmasına karar vermiştir. Mahkûmiyet sadece başvurucunun soruşturma veya yargılama aşamasında sorgulama veya sorgulatma imkânı bulamadığı kimseler tarafından verilen ifadelere dayandırılmış olduğundan ve savunma haklarının korunması için hiçbir tedbir alınmadığından başvurucunun hakları Anayasa'nın 36. maddesindeki güvencelerle bağdaşmayacak ölçüde kısıtlanmıştır.


54. Açıklanan nedenlerle, başvurucunun Anayasa'nın 36. maddesinde düzenlenen adil yargılanma hakkının ihlal edildiğine karar verilmesi gerekir." (Kararın tamamı için tıklayınız.)


Sonuç olarak adil yargılanma hakkı kapsamında savunmanın tanıklara soru sorma hakkı en temel haklardan biri olup, tanıkların mümkün olduğu sürece duruşmalarda dinlenmesi, tarafların soru sormalarına imkan tanınması adil yargılanma hakkının bir gereği olup, ihlali halinde verilen kararların hukuka aykırı olacağı açıktır.

Comments


bottom of page