top of page

Aradığınız yazıyı bulamamanız veya hata alınması halinde arama kısmını kullanarak ulaşabilirsiniz.

Arabuluculuk Görüşmesine Avukatsız Katılmak (?!!!)

Yapılan düzenleme ile iş ve ticari davalarda dava şartı olarak arabuluculuğa başvuru zorunlu hale getirilmiştir. Peki arabuluculuk görüşmesine avukatsız katılınabilir mi? Evet, katılınabilir(!). Ancak, bu şekilde yapılan görüşmelerin neticelerinde tarafların özelliklle de işçilerin o kadar fazla hak kaybına uğradığını görmekteyiz ki! Bu nedenle arabuluculuk görüşmesine avukatsız katılmak gibi bir düşüncenin ne derecede zararlı olduğunu yazımızda gerçek örneklerle değineceğiz.

Arabuluculuk Görüşmesine Avukatsız Katılmak (?!!!)

Arabuluculuk süreci, taraflardan herhangi birinin arabuluculuk bürosuna başvurması üzerine başlayan ve tarafların ortak toplantılarda biraraya geldiği, toplantıların sonunda anlaşma veya anlaşmama ile sonlanan bir süreçtir. Bu süreç sonunda bir anlaşmaya varılması halinde taraflar o konularda dava açma hakkını yitirmektedir. Yani kısacası 100 bin liralık alacağınız olsa ve arabuluculuk anlaşmasında eğer 10 bin liraya anlaşmışsanız, kalan 90 bin lirayı dava yoluyla isteme hakkını kaybetmektesiniz. Bu nedenle bu görüşmeler sonucunda anlaşmaya varmak aslında çok dikkat edilmesi gereken bir noktadır. Zira, anlaşma metninde yapılan yanlışlar nedeniyle, anlaşmanın sonuçlarından da mahrum kalınabilmektedir. Bu konuyu birkaç örnekle anlatmak gerekirse;


1- Arabuluculuk anlaşması ile büyük ölçüde haklardan feragat etmiş olmak:

İşçi,işverenden kıdem tazminatı ve fazla mesai alacağı olarak normalde 50 bin lirayı bulan alacağı olmasına rağmen, bilgisiz olarak ve işverenin muhasebecisine de güvenerek kendisine 15 bin liranın teklif edilmesiyle bu tutarı kendi hak ettiği rakam zannetmektedir. Anlaşma imzalanır ve işçi 15 bin lirayı tahsil eder. Ancak daha sonradan 50 bin alacağı olduğunu öğrenmesine rağmen bu konuda hukuken hiçbir şey yapamaz. İşveren ise dava yükünden kurtulmuş ve 35 bin lirayı işçinin bilgisizliğinden yararlanarak vermekten kaçınmıştır. (Oysaki bu süreçte bir avukatla birlikte hareket etmiş olsa idi ve avukata ödeyeceği ücretin bile 10 katından daha fazla hakkını alabilecektir.)


2- Arabulucuyu tarafları koruyan bir kişi gibi düşünmek:

Pek çok işçi arabulucuyu kendilerini koruyan kişi şeklinde düşünmektedir. Oysa bu düşünce tamamen yanlıştır. Arabulucu hiçbir şekilde taraflara hukuki bilgi veya yardım vermemektedir. Arabulucu sadece tarafları anlaşması için süreçte yardımcı olmaktadır. Yani işçinin alacağı miktarın az veya çok olduğuna yönelik bir düşünce açıklamamaktadır. Sadece ve sadece böyle durumlarda taraflara hukuki yardım almasını tavsiye edebilir. Bunu da pek çok arabulucunun yapmadığını görmekteyiz. Hatta ve hatta bir kısım işveren vekilleri aynı zamanda arabuluculuk yapmakta olup, işçilerin kabulü halinde bu süreci yürütmektedir. Bu halde işçiyi korumak bir yana tarafsız olması bile zordur.


3-Anlaşma metninin düzgün düzenlenmemesi:

Arabuluculuk sürecinde bir anlaşmaya vardınız ancak anlaşılan tutarı o kadar karışık yazdırdınız ki, ödeme tarihi belli değil. Bu durumda icraya konulması halinde pek çok sıkıntı ile karşılaşılmaktadır. Örneğin taksitli ödeme belirlendi ve karşı taraf ilk taksidi ödemedi. Bu durumda anlaşma metnini icraya koyarken gelecek taksitleri de istemeniz, anlaşma metninde muacceliyet şartına bağlıdır. Bu husus yer almadığında her taksit için ayrı icra takibi yapmanız gerekebilecektir.


4-Anlaşma belgesine icra edilebilirlik şerhi almaksızın icra takibine koymak:

Anlaşma belgesi, taraflar ve tarafların avukatları ile birlikte imzalanması halinde ilam niteliği taşır. Aksi halde anlaşma belgesini icraya koyabilmek için Sulh Hukuk Mahkemesinden icra edilebilirlik şerhi alınması gerekmektedir. İcra edilebilirlik şerhi alınmaksızın takibe konulması halinde takip iptal edilerek masraflar cebinizden çıkması gerekebilir, hem de tekrar icra takibi yapmak zorunda kalabilirsiniz.


5-Karşı tarafın ödeme yapılacağı sözüne güvenmek:

Karşı taraf şu tarihte ödenecek mahkemeyle uğraşma gibi sözlerle güçsüz tarafı anlaşmaya yönlendirmektedir. Ancak daha sonra o tarihte ödemediği gibi geçen süreçte mallarını da kaçırabilmektedir. Bu halde ise hem daha az miktara anlaşıp hem de ödemeye kavuşulamayabilinmektedir. Bu nedenle vadeye bağlı anlaşmalar sorun çıkarmaktadır.


Yukarıda bahsi geçen durumlar yalnızca bu örneklerin çok az bir kısmıdır. Bunun dışında o kadar çok yanlış işlem, hak kaybı yaşanmaktadır ki! Bu nedenle arabuluculuk görüşmesine avukatsız katılmak size faydadan çok zarar verecek olup, mutlaka uyuşmazlık konusunda uzman bir avukata danışın ve toplantılara birlikte gidin. Bu konuya tam anlamını karşılar şekilde halk arasında Dimyat`a pirince giderken evdeki bulgurdan da olmak denmektedir. (Daha iyisini elde etmek uğruna çalışırken elindekilerini de yitirmek.)

bottom of page