Şu an gündemde olan ankesörlü telefon soruşturmalarında bir aramanın ‘örgütsel iletişim’ olup olmadığını belirlemek için bir kısım kriterler belirlendiği bilinmektedir. Bunlardan bir kısmı şöyledir:
ARDIŞIK ARAMA:Bir kontörlü hat veya ankesörden, aynı rütbelerden birden fazla kişi ard arda aranmış ise bu durum şu an en şüpheli görünen durumlardan birisi.(Ayrıntısı için ilgili makalemize tıklayınız.)
PERİYODİK ARAMA:Aynı kişi 15-20 günde veya ayda bir aynı veya yakın mesafeli ankesörlü telefonlardan aranmışsa bu arama da şüpheli görülebiliyor.
SON İKİ VEYA DÖRT RAKAMI BELLİ SAYILARA TAMAMLAMA: HTS kayıtlarında önce 2-3 saniye süren bir görüşme olup hemen sonrasında 25-50 saniye süren bir görüşme varsa ve bu iki numaranın son iki veya dört rakamı arasında bağlantı bulunabiliyorsa, ilk aramanın yanlış arama olduğu değerlendirilerek, bu aramadan hemen sonra yapılan arama şüpheli olarak inceleniyor.
GÖRÜŞME SÜRESİ: Ankesörle yapılan aramaların toplantı tarihi ve yerini bildirmekle sınırlı olması nedeniyle görüşmelerin yaklaşık 25 saniye ile 50 saniye arasında gerçekleştiği iddia ediliyor. HTS incelemelerinden bu sürelere denk gelen görüşmeler şüpheli bulunabiliyor.
ARAMA SAYISI:Ankesörlü telefondan aynı kişi en az 5 kez aranmışsa, bu da şüpheli görülebiliyor ve arama kayıtları ayrıntılı incelenebiliyor.
Görüldüğü üzere soruşturma aşamalarında, özellikle büyükşehirlerdeki tüm sabit kontörlü ve ankesörlü hatların hts kayıtları geriye dönük incelenerek ayrıntılı incelemeler yapılmaktadır. Bu incelemeler neticesinde şüpheli görünenler hakkında gözaltı kararı verilebilmektedir. Söz konusu ankesörlü telefon aramalarının delil niteliği ilgili makalemizde değerlendirilmiştir. Buna göre, yukarıda sayılı kriterlerin tümü yönünden ayrı ayrı değerlendirildiğinde henüz bu veriler yine şüpheli verilerdir. Ancak soruşturma süreci geniş ve kapsamlı bir süreç olduğundan bu süreçte kişi hakkında daha farklı deliller de ortaya konulabilmektedir.
Bilindiği üzere bu soruşturmalar neticesinde ankesörlü telefon mağdurları olduğu gibi, etkin pişmanlık kapsamında verilen beyanlarla bu aramaların doğruluğunu kanıtlayan itirafçı beyanları da mevcuttur. Pek tabi ki de, itirafçı adı altında verilen beyanların içeriği de önem arz etmektedir. Her etkin pişmanlık kapsamında verilmiş beyan etkin pişmanlık beyanı olmayacağı gibi, verilen bilgiler soyut ve aksi ispatlanabilecek nitelikte iftira niteliğinde olma ihtimali de mevcuttur.
Sonuç olarak, ankesörlü telefon soruşturmalarında çok fazla mağdurun olabileceği gözetilerek, soruşturma ve kovuşturma sürecinde toplanan ve dosyaya gelen tüm delillerin ayrıntılı bir incelemeden geçmesi bu anlamda bir avukattan yardım alınması faydalı olacaktır.
Ankesör Davalarında Sıkça Sorulan Sorular için tıklayınız.
Ankesörlü Telefon Soruşturması Bir Kısım Kriterler, Ankesörlü Telefon Davaları, Ankesörlü Telefon Avukat, Ankesörlü Telefon Mağdurları
Avukata Sor: 0545 255 75 17