Gerçek Ücrete Göre Primlerin Bildirilmemesi Halinde İşçinin Fesih ve Kıdem Tazminatı Hakkı
- Avukat Feyzullah Altaş
- 18 dakika önce
- 2 dakikada okunur
İş hukukunda işçilerin çoğunlukla karşılaştığı sorunlardan biri de gerçek ücretinin SGK'ya bildirilmemesi ve primlerinin eksik ödenmesidir. Bu durum, işçinin hem işsizlik maaşı gibi alacaklarını etkilediği gibi hem de emeklilik yönünden de düşük prim yatırılması nedeniyle düşük emekli maaşı almasına neden olmaktadır. İşverenler yönünden ise her ne kadar düşük maliyet sebepleri gösterilse de karşılaşılabilecek yüksek SGK cezaları nedeniyle makul olmayan ve işçilere de sürekli biçimde fesih hakkı veren hukuka aykırı bir uygulamadır.

İşçinin aldığı ücretler, Kanuna uygun ve gerçek biçimde bordrosunda gösterilmek ve bu şekilde SGK'ya bildirilmek zorundadır. Uygulamada ise maalesef pek çok çalışan asgari ücretin üzerinde maaş almasına rağmen, işverenler daha düşük prim ödemek için SGK'ya asgari ücret alıyormuş gibi göstererek kalan maaşları elden ödemektedir. Bu durumun işçiler için emeklilik sürecinde düşük prim nedeniyle düşük maaşa neden olduğu gibi, tazminat alacaklarında da düşük hesaplamalara, işsizlik maaşı için de ciddi kayıplara sebep olmaktadır. Pek çok işçi kıdem tazminatı hesaplamalarında gerçek aldığı ücretten ziyade sadece SGK'ya bildirilen asgari ücret üzerinden hesaplama yapılması gerektiğini düşünmektedir. Ne var ki, tazminatların işçilerin gerçek aldığı ücretlerden hesaplanması gerekmektedir.
Yine işverenler yönünden de eksik prim bildirimleri daha sonrasında gerçeğin ortaya çıkması halinde hem primlerin ödenmesi hem de ayrıca yüksek cezalara sebep olmaktadır. Bu nedenle kısa vadede karlı görünen durum aslında çok büyük bir risk almaktır.
Alınan ücretin gerçek şekilde bildirimlerinin yapılmaması halinde işçiler her zaman ve ihbar süresi olmaksızın derhal iş akdini İş Kanununun 24/2-e maddesinde yer alan "e) İşveren tarafından işçinin ücreti kanun hükümleri veya sözleşme şartlarına uygun olarak hesap edilmez veya ödenmezse," hükmü gereğince haklı nedenle sonlandırabilmektedir. Bu şekilde iş sözleşmesinin sonlandırılması halinde işçinin gerçek ücreti üzerinden bildirimlerinin yapılması ve işçiye kıdem tazminatının gerçek ücreti üzerinden hesaplanarak ödenmesi gerekmektedir.
Nitekim, Yargıtay kararlarında da bu durum "Çalışma yaşamında daha az vergi ya da sigorta pirimi ödenmesi amacıyla zaman zaman, iş sözleşmesi veya ücret bordrolarında gösterilen ücretlerin gerçeği yansıtmadığı görülmektedir. Bu durumda gerçek ücretin tespiti önem kazanır. İşçinin kıdemi, meslek unvanı, fiilen yaptığı iş, işyerinin özellikleri ve emsal işçilere ödenen ücretler gibi hususlar dikkate alındığında imzalı bordrolarda yer alan ücretin gerçeği yansıtmadığı şüphesi ortaya çıktığında, bu konuda tanık beyanları gözetilmeli ve işçinin meslekte geçirdiği süre, işyerinde çalıştığı tarihler, meslek unvanı ve fiilen yaptığı iş bildirilerek sendikalarla, ilgili işçi ve işveren kuruluşlarından emsal ücretin ne olabileceği araştırılmalı ve tüm deliller birlikte değerlendirilerek bir sonuca gidilmelidir." şeklinde geçmektedir.
Yine aynı şekilde, Yargıtay 9. Hukuk Dairesi 2016/3015 E. , 2019/12065 K. sayılı kararında da "...davacı işçi ödenmeyen işçilik alacakları ve gerçek ücretin sigortaya bildirilmemesi sebepleri ile iş sözleşmesini haklı neden ile feshettiğinden kıdem tazminatı talebinin kabulü yerinde ise de..." şeklinde belirtildiği üzere gerçek ücretin bildirilmemesi halinde kıdem tazminatına hak kazanıldığını göstermektedir.
Gerçek Ücrete Göre Primlerin Bildirilmemesi Halinde İşçinin Fesih ve Kıdem Tazminatı Hakkı
Yorumlar