Daha önceki yazılarımızda Ankara Ceza Hukuku Avukatı olarak ardışık aranma ile ilgili çeşitli bilgiler vermiştik. Bu yazılarımıza aşağıda verilen linklerden ulaşabilirsiniz. Bu yazımızda da ankesör/sabit telefonlardan ardışık aranma ile ilgili karşılaştığımız güncel sorulara cevap vermekle birlikte bazı yeni beraat ve mahkumiyet kararlarının gerekçe kısımlarına yer vereceğiz.
Konuyla ilk kez karşılaşanların öncelikle aşağıdaki ankesörlü telefonlardan aranma ve ardışık arama kavramlarına ilişkin yazılarımıza bakması tavsiye olunur.
Mahkemeler sadece ankesörlü/sabit telefonlardan ardışık veya tekil aranmaya ceza veriyor mu?
Şu anda Ağır Ceza Mahkemeleri yalnızca ankesörlü/sabit telefonlardan ardışık olarak aranmaya ilişkin mahkumiyet hükmü verebilmektedir. Ne var ki, bu kararlar yalnızca HTS kayıtları baz alınarak verildiğinden Yargıtay'ın belirlemiş olduğu kriterler noktasında değerlendirmeler yapılmaktadır.
Örnek 13/10/2022 tarihli mahkumiyet kararı gerekçesi:
"...Her ne kadar sanık ...'ın aşamalarda söz konusu arama kayıtlarını kabul etmediğine ilişkin savunmalarda bulunduğu anlaşılmış ise de, belirtilen arama kayıtlarından da anlaşılacağı üzere sanığın belirtilen tarihlerde periyodiklik ve süreklilik arz edecek şekilde birden fazla ve farklı ankesörlü-sabit hattan arandığı, arama kayıtlarında sanıkla rütbe uyumu gösteren yukarıda belirtilen astsubaylarla ardışık arama kayıtlarının da bulunduğu, ayrıntılarıyla belirtildiği şekliyle TSK içerisinde görev yapan örgüt mensubu asker şahısların ve yine örgüt mensubu askeri öğrencilerin kendileriyle örgütsel manada ilgilenen mahrem imamlarla tedbir maksadıyla belirtilen ankesörlü ve sabit hatlar aracılığıyla iletişim kurdukları, genel olarak mahrem imamın örgüt mensubu asker şahsı ve askeri öğrenciyi aradığı, asker şahsın bağlı olduğu mahrem imamı arama hususunun ise nadiren görüldüğü, mahrem imamların kendi sorumlulukları altında bulunan mahrem hizmetler sınıfına mensup askerlerle ve askeri öğrencilerle bu şekilde irtibata geçerek hem deşifre olmayı engelleme amacı güttükleri, hem sorumlulukları altında olan asker şahısların örgütsel takibini yapmak suretiyle örgütten kopmalarını engellemeye çalıştıkları ve hem de gerçekleştirilecek örgütsel toplantı ve faaliyetlerin aksamadan ve devamlı şekilde yapılmasını sağlamaya çalıştıklarının açıkça anlaşıldığı, sanığın da bu şekilde mahrem hizmetler sınıfına tabi olacak şekilde belirtilen tarih ve zaman dilimlerinde birden fazla farklı numara tarafından örgütsel maksatla arandığı, arama kayıtlarında ardışık ve periyodik arama kayıtlarının da bulunduğu, böylece sanıkla beraber aynı mahrem imama bağlı olan başka asker şahısların da ardışık olarak aranarak kapalı hücre yapılanması içerisinde örgütsel faaliyetlerin örgütün olmazsa olmaz prensibi olan gizlilik düsturu gözetilerek devamının sağlandığının net bir şekilde anlaşıldığı,..."
Yargıtay, sadece arama kayıtlarından ceza verilmesini kabul ediyor mu?
Mahkemeler şu anda yalnızca arama kayıtları nedeniyle ceza verebilmesinin nedenlerinden biri de Yargıtay'ın yalnızca arama kayıtlarına dayalı mahkumiyet kararlarını onayabilmesi nedeniyledir. Ancak, bu demek değildir ki Yargıtay bu şekilde her kararı onuyor.
Ankesöre ilişkin Anayasa Mahkemesi veya Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin kararları var mı?
Şu an için bilindiği kadarıyla AİHS'nin ve Anayasa Mahkemesi'nin özellikle ve yalnızca ankesörlü/sabit hat aramalarına ilişkin bir kararı yok. Anayasa Mahkemesi'nin tek delil olarak arayanı belli olan GSM görüşmelerine dayanılmasını kabul etmediği kararlar mevcut olmakla birlikte bu konuda kararların gelmesi beklenmektedir.
İnternette "Tanık Beyanı-Evde Kalma-Bank Asya-Ardışık Arama Beraat Kararı" şeklinde farklı kombinasyonlarda paylaşımlar yapılıyor. Benim dosyamda aramalar dışında hiçbir delil yok nasıl ceza veriliyor?
Ceza dosyalarında en önemli kurallardan birisi her dosyanın kendine özel olmasıdır. Bu hukuk kurallarının her dosyaya farklı uygulanması değil, delillerin her sanık için farklı olmasından kaynaklıdır. Örneğin hakkınızda ardışık aranma kaydı bulunabilir ancak bunlar sabit başka delillerle ispatlanmış olabilir veya arayan kişi farklı şekillerde ortaya çıkarılmış olabilir. Bu ve bunun benzeri değişkenlik gösterecek pek çok ihtimal vardır. Bu değişkenliklere dikkat etmeksizin temel başlık olarak ardışık aramadan beraat kararı verildi şeklindeki internet paylaşımlarının içeriği incelendiğinde farklı özellikler taşıyabildiğinden gördüğünüz paylaşımları öncelikle avukatınıza danışmayı, avukatınız bulunmuyor ise bir avukata danışmanızı tavsiye ederiz.
Mahkeme süreçleri ne kadar zaman alıyor?
Ortalama olarak mevcut devam eden davalar değerlendirildiğinde dava açıldığı andan itibaren ilk derece mahkemesi 1-1,5 yıl, istinaf süreci 1-1,5 yıl, Yargıtay süreci ise 3-4 olmak üzere toplam sürenin yaklaşık 5-7 yıl civarlarında sürdüğü gözlemlenmektedir. Bu süreler mahkumiyet kararı verilse de beraat kararı verilse de benzer şekilde olmaktadır.
Mahkemeler arama kayıtları ile ilgili neyi baz alıyor?
Ankesör/sabit telefon dosyalarında temel delil HTS kayıtlarıdır. Bu HTS kayıtları kişinin görüşmelerini yalnızca numaralar ve süreler bazında göstermektedir. HTS kayıtları baz alınarak kolluk tarafından alınan bir de ATAÇ Raporu mevcuttur. ATAÇ raporu ile ilgili yazımıza buradan bakabilirsiniz. Bununla da birlikte HTS kayıtları, ATAÇ raporu ve sanık savunmaları birlikte değerlendirilecek şekilde bilirkişi raporu da alınmaktadır. Tüm bu veriler kapsamında mahkeme sanığın örgütsel bir iletişim kurup kurmadığını değerlendirmektedir.
Yılar önce arayanını ve içeriğini hatırlamadığım aramalar nedeniyle ceza almam hukuki mi?
Ankesör dosyalarının bir çoğu 2010-2015 yılları arasına dayanmaktadır. Bu anlamda sanıkların yıllar öncesine dayanan arama içeriklerini hatırlayabilmesi mümkün olmamaktadır. Bu hususta her zaman söylediğimiz üzere de yalnızca HTS kayıtlarına dayanılarak ceza verilmesinin hukuka uygun olmadığını değerlendiriyoruz. HTS Kayıtları Mahkumiyete Esas Tek ve Kesin Delil Olabilir Mi? ile ilgili yazımıza buradan bakabilirsiniz. Bununla birlikte, maalesef ki mahkemeler yukarıda da değindiğimiz üzere Yargıtay'ın da hukuka aykırı bu uygulaması nedeniyle cezalar verebilmektedir.
Sonuç ve Değerlendirme:
Yukarıda kısaca yer verdiğimiz soru cevaplardan da görüldüğü üzere ankesör/sabit telefonlardan aranma iddiasına dayalı ceza davaları ciddi önem arz etmekte olup, herhangi bir hak kaybına uğranmaması adına ilk andan itibaren bir avukata danışarak hareket etmenizi tavsiye ederiz.
Kararlar:
Aşağıda da 2021 yılında açılmış bulunan yalnızca ankesörlü telefonlardan ardışık aranma iddiasına dayalı olarak müvekkillerimiz hakkında verilen beraat kararlarının gerekçe kısımlarını paylaşıyoruz.
Kararların künye bilgilerini KVKK ve müvekkil izni olmadığından paylaşamamakla birlikte her dosyanın kendine özel olması nedeniyle de emsal olarak kullanılmasını makul olmadığını değerlendiriyoruz.
T.C.
ÇANAKKALE
.. AĞIR CEZA MAHKEMESİ
ESAS:2022/...
KARAR:2022/...
BAŞKAN :
ÜYE :
ÜYE :
C. SAVCISI:
KATİP :
DAVACI : K.H.
SANIK : ...
MÜDAFİİ : Av. FEYZULLAH ALTAŞ
SUÇ : Silahlı Terör Örgütüne Üye Olma
SUÇ TARİHİ : 16/03/2022 (ifade tarihi)
SUÇ YERİ : ANKARA/MERKEZ
KARAR TARİHİ: 30/09/2022
Yukarıda açık kimliği yazılı sanık hakkında mahkememize açılan kamu davasında açık yargılama sonucunda yapılan duruşma sonunda ;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
"...Sanık ....savunmalarında lise öğrenimi gördüğü dönemde bu yapıya ait ... isimli yurtta kaldığını, başkaca herhangi bir bağlantısının olmadığını beyan etmiştir.
Her ne kadar sanığın silahlı terör örgütüne üye olmak suçunu işlediği iddiası ile cezalandırılması istemiyle kamu davası açılmış ise de; sanığın aşamalardaki savunmalarında suçlamayı kabul etmediğini beyan ettiği, kullanımında olan 05....... nolu telefonun ...... büfe/ankesör numarasından 10/10/2013 tarihinde 15:21:49 ve 15:21:59 saatlerinde 0 saniye sürelerle arandığı ancak yapılan aramanın ardışık arama olmadığı, tekil arama niteliğinde olduğu, sabit hattan yapılan aramaların emsal Yargıtay kararlarında aranan kriterleri taşımadığı, bu anlamda söz konusu aramaların örgüt mensubu olduğu değerlendirilen mahrem imamlarca yapılan arama şeklindeki eylemler olarak değerlendirilemeyeceği ve sanığın örgüt üyesi olduğuna ilişkin yeterli delil olarak sayılamayacağı, yine sanığın kimlik numarasının bulunduğu tabloda hakkında açıklama başlığında“000bu hft gelmedidoktorla görüsüldü ögrenci ile irtibat kurulamadığı, söylendi00013 hft sonu için randevulasildi. Evlerine gidildi fakat örenciler Gelmedi0000” şeklinde bilgilerin yazılmasının örgüt üyeliğine yeterli delil teşkil etmeyeceği, sanığın lisede öğrenim gördüğü dönemde henüz örgütün gerçek amacının anlaşılmadığı dönemde örgüte ait yurtta kaldığı, sanık hakkında işbu dava dosyasına yansıyanlar dışında herhangi bir bilgi, belge bulunup bulunmadığı konusunda UYAP sisteminde yer alan örgütlü suçlar bilgi bankası üzerinden araştırmada dosyaya yansıyanlar dışında bilgi belge bulunmadığı, böylece sanığın üzerine atılı suçu işlediğine dair cezalandırılmasına yeterli her türlü şüpheden uzak kesin ve inandırıcı delil elde edilemediği anlaşılmakla atılı suçtan beraatine karar verilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir."
ANKARA
... AĞIR CEZA MAHKEMESİ
ESAS NO: 2021/...
KARAR NO: 2023/...
BAŞKAN :
ÜYE :
ÜYE :
C. SAVCISI :
KATİP :
DAVACI :K.H.
SANIK : ...
MÜDAFİ : Av. FEYZULLAH ALTAŞ
GÖZALTI TARİHİ: 23/03/2021- 26/03/2021
SUÇ : Silahlı Terör Örgütüne Üye Olma
SUÇ YERİ : Ankara
KARAR TARİHİ : 28/02/2023
Yukarıda açık kimliği yazılı sanık hakkında mahkememizde yapılan duruşma sonunda:
CUMHURİYET SAVCISI ESAS HAKKINDAKİ MÜTALAASINDA:
"... sanık ...ın silahlı kuvvetler bünyesinde subay Olarak Görev Yapmakta İken 15 Temmuz 2016 tarihinde gerçekleştirilen darbe girişimi sonrasında, FETÖ/PDY silahlı terör örgütüyle irtibatlı ve iltisaklı olduğu gerekçesiyle görevinden ihraç edildiği, sanığın kullanımındaki 05... ve 05... numaralı GSM hattı ile 2008-2014 yılları arasında ..., ..., ... il merkezinde kurulu bulunan ankesörlü hatlardan 25 farklı tarihte 74 kez örgüt içerisindeki mahrem imamlar ile birden çok iletişim kaydının bulunduğu, ankesörlü hatlarından arandığında askeri personelle ve örgüt içerisinde mahrem yapıda görevli ... isimli şahıs ile ardışık arama kayıtlarının bulunduğu sanığın bu suretle üzerine atılı FETÖ/PDY terör örgütüne üye olma suçunu işlediği ve tüm dosya kapsamından anlaşıldığından, Yargıtay 16. CD.'nin 2015/3-2017/3 sayılı emsal içtihatları da gözetilerek sanığın eylemine uyan 3713 sayılı yasanın 3-5 maddeleri yollaması ile TCK'nun 314/2, 53, 58/9, 63. maddeleri gereğince cezalandırılmasına sanık hakkında CMK 109/3-a maddesinde düzenlenen yurt dışı yasağını içeren adli kontrol hükümlerinin uygulanmasına karar verilmesi kamu adına talep ve mütalaa olunur." Şeklinde mütalaada bulunmuştur.
GEREKÇE:
...Her ne kadar sanık hakkında FETÖ/PDY Silahlı Terör Örgütünün askeri mahrem imamları tarafından ankesörlü telefonlardan örgütsel iletişim kurmak için arandığı iddia edilmiş ise de, sanığın yukarıda ayrıntılı şekilde belirtilen ankesörlü/sabit hatlı telefon hatlarından 2008-2014 yılları arasında 25 farklı tarihte 74 defa arandığı, bu aramalarda sanıkla ardışık olarak arandığı belirtilen şahısların asker şahıs olmadığı, sabit/ankesörlü hatlardan arandığı tarihlerin bir kısmında sanığın ... görev yaptığı, Yargıtay 16. Ceza Dairesi 13.11.2019 tarihli 2018/5526 esas ve 2019/6842 karar nolu ilamında sabit/ankesörlü hat aranmalarına ilişkin belirlenen suç kriterleri dikkate alındığında, ardışık aramaya ilişkin tespitin FETÖ/PDY Askeri Mahrem Yapılanmasındaki mahrem imamlar tarafından yapılan arama olduğuna ilişkin mahkememizde şüpheye neden olduğu dosyada mevcut delillerin sanığın örgütsel konumuna ilişkin mahkumiyete yeter delil olarak kabul edilemeyeceği, Yargıtay Ceza Genel Kurulu'nun 04/04/2006 gün 2006/3-35 Esas ve 2006/97 Karar sayılı ilamıyla "...ceza yargılamasının en önemli ilkelerinden biri olan 'in dubio pro reo' şüpheden sanık yararlanır kuralı uyarınca, sanığın bir suçtan cezalandırılmasının temel koşulunun, suçun kuşkuya yer vermeyen bir kesinlikle ispat edilmesine bağlı olduğu, şüpheli ve aydınlatılamamış olaylar ve iddiaların sanığın aleyhine yorumlanarak hüküm tesis edilemeyeceği, ceza mahkumiyetinin bir ihtimale değil, kesin ve açık bir ispata dayanması gerektiği, bu ispatın teorik de olsa hiçbir kuşku ve başka türlü bir oluşa olanak vermemesi gerektiği, yüksek de olsa bir ihtimale dayanılarak sanığı cezalandırmanın, ceza yargılamasının en önemli amacı olan gerçeğe ulaşmadan hüküm vermek anlamına geleceği, ceza yargılamasında mahkumiyetin, büyük veya küçük bir ihtimale değil, kuşkudan uzak bir kesinliğe dayanması gerektiği, adli hataların önüne geçilmesinin tek yolunun bu olduğu; bu itibarla sanığın beraatine karar verilmesi gerekirken, birbiriyle çelişkili, kesin bir kanaat vermekten uzak kanıtlara dayanılarak, sanığın cezalandırılmasına karar verilemeyeceği..." belirtilerek kuşkunun sanık yararına yorumlanması gereğinin içtihaden vurgulanması göz önüne alındığında, sanığın yüklenen suçu işlediğine dair her türlü şüpheden uzak kesin, yeterli delilin elde edilemediği, dolayısıyla sanığın üzerine atılı suçu işlediğinin sabit olmaması nedeniyle hakkında beraat kararı vermek gerektiği anlaşılmakla, Mahkememizde oluşan vicdani kanıya uygun olarak aşağıdaki şekilde beraati yönünde hüküm kurulmuştur.
Söz konusu kararların emsal olarak kullanılması gerekli değildir. Ankara ceza hukuku avukatı olarak kararlarla ilgili değerlendirilebilecek tek hususun şüpheden sanık yararlanır ilkesinin amasız fakatsız tüm mahkemelerce uygulanması olduğunu söylemek isteriz.
Ankesör-Ardışık Aranma Güncel Sorulara Cevaplar (Yeni Beraat Kararları)
Comments